İlk yurt dışı seyahatim olan interrail öncesi, para biriktirebilmek için alışverişi ciddi ölçüde azaltmıştım. O gün bugündür de az alışveriş yaparım. Hele ki seyahatlerde bırakın büyük alışverişi, magnettir küçük biblodur vs bile aldığım nadirdir.
Dokuz günlük Fas seyahatimizin daha ilk durağı olan Chefchaouen’da, nasıl oldu da kendimizi bu kilimci’de bulduk bilmiyorum. Renkler de pek güzelmiş, biraz fotoğraf çekip çıkarız diye aklımdan geçirdiğimi hatırlıyorum.
Bir punduna getirilip, kilimler tek tek açıldı -sorun yok- ,
ben bu kırmızıya bayıldım-sorun yok-
Üzerine oturup fotoğraf çektireyim bari dedim uçan halı misali, bir daha nerede göreceğim di mi ya?
Öyle eminim ki, zaten alışveriş yapmam, yapsam da böyle pahalı bir şeyi hayatta almam, hadi diyelim aklım orada karıştı, onca yıllık gezginim o ağır sırt çantasına bu koca kilimi de koyup bütün Fas’ı gezecek kadar hiç delirmem!
Delirmişim 😮 Evet o koca kilimle, kendime söylene söylene bütün Fas’ı dolaştım… Şimdilerde evsizim ya, yeniden evim olsun ilk işim bu kilimi sermek olacak yeminle!
İyi haber: Fasta sıkı bir pazarlıkla 100 lira denen bir şeyi 10 liraya bile alma şansınız var.
Kötü haber: Fiyatları öyle yüksekten sallıyorlar, o kadar değişebiliyor ki, 100 liralık şeyi 10 liraya bile alsanız “kazıklandım galiba” hissi hiç gitmiyor.
(Yani en azından bana öyle gelmişti)